
Yoğun Bakım: Hayati Fonksiyonların Koruyucusu
Hızlı tansiyon ve kan şekeri dalgalanmaları, solunum zorlukları, bilinç bulanıklığı veya trafik kazaları gibi durumlar, günlük yaşamda aniden karşılaşılabilecek ve yaşamı tehdit edebilecek sağlık problemleri arasında yer alır. Bu tür acil durumlarda gündeme gelen yoğun bakım, hayati fonksiyon tehlikesi yaşayan hastaların tedavi edildiği özel bir sağlık hizmeti alanıdır. Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Tülin Tünel, 'Genellikle acil durumlar ya da hastanın sürekli takibini gerektiren büyük ameliyatlar sonrasında devreye giren yoğun bakım ünitesi, hastaların yaşamlarını tehdit eden durumu stabil hale getirmeyi hedefleyen tıbbi bakım hizmetlerini kapsıyor' dedi.
Yoğun Bakımda Müdahaleler ve Yanlış Kanılar
Yoğun bakım ünitesine alınan hastaların yaşamlarının sonuna yaklaştığı düşüncesi yaygındır, ancak bu yanılgı genellikle paniğe ve karamsarlığa yol açar. Dr. Tülin Tünel, bu varsayımın hatalı olduğunu vurgulayarak, 'Kişinin kritik durumu kendine özgüdür ve tedavi edilebilir birçok sağlık sorunu için de yoğun bakım ihtiyacı doğabilir. Ağır enfeksiyonlar, kafa travmaları veya büyük cerrahiler sonrasında 7/24 gözlem veya müdahale gerektiren durumlar korkutucu olabilir; ancak doğru ve zamanında uygulamalarla kontrol altına alınabilir.' dedi. Yoğun bakımdaki başlıca müdahaleler arasında; kalp atış hızı, oksijen seviyesi ve solunum durumu gibi yaşamsal fonksiyonların izlenmesi, özel ilaç tedavileri, oksijen ve beslenme desteği, fizik tedavi ve rehabilitasyon yer alır.
Yoğun Bakım Ekibi ve Destek Tedavileri
Destek tedavilere örnek olarak, beslenme yardımı için mide tüpü veya damardan verilen gıda solüsyonları sayılabilir. Böbrek fonksiyon bozukluğu veya ağır akciğer hasarı gibi durumlarda ise kanın temizlenmesini sağlayan diyaliz benzeri işlemlerden yararlanılabilir. Yoğun bakımda hastalar multidisipliner bir ekiple takip edilir. Bu ekip; yoğun bakım hekimi, enfeksiyon hekimi, beslenme uzmanı, genel cerrahi ekip, göğüs hastalıkları uzmanı, onkoloji hekimi, fizyoterapistler ve yara bakım hemşirelerinden oluşur. Ünitenin, hayati fonksiyonlar söz konusu olduğunda tecrübeli ekipler tarafından yönetilmesi oldukça önemlidir.
Yoğun Bakım Süresi ve Hasta Yakınlarının Rolü
Yoğun bakımda kalış süresi, hastalığın şiddetine ve tedavi ihtiyacına göre değişiklik gösterir. Hastalar birkaç günden birkaç aya, hatta bazı durumlarda daha uzun sürelerle yoğun bakım desteği alabilir. Hastalığın şiddetini özel skorlama sistemleri ile hesaplayarak, yoğun bakımdaki bir hastanın iyileşme ihtimalini öngörebiliyoruz.
Post-yoğun Bakım Sendromu ve İyileşme Süreci
Post-yoğun bakım sendromu, yoğun bakımda kalmış hastalarda görülen fiziksel, psikolojik ve bilişsel bir klinik tablodur. Uzun süre yatağa bağımlı kalma, sinir hasarı, anksiyete bozukluğu, uykusuzluk, halüsinasyon, ağrı, bellek sorunları gibi faktörler bu sendromu tetikleyebilir. Ortalama beş ila altı ay süren bu sendrom için hasta yakınlarının önceden bilgilendirilmesi gereklidir. Hastaya duygusal destek sağlama yöntemlerinden, kötüleşmeyi fark etme yollarına kadar kapsamlı bir bilgilendirme yapılmalıdır.
Yoğun Bakımdan Eve Geçiş ve Destek
Yoğun bakımdan eve geçişte, hastanın bakım planlarının aksatılmaması şarttır. İlaçların düzenli alınması, özel bir diyete uyulması gerekiyorsa yeni bir beslenme alışkanlığı kazanılması önemlidir. İyileşme sürecinde; fizik tedavi uzmanları eşliğinde fiziksel aktivite ve istirahat alanının konforu da göz ardı edilmemeli. Hasta yakınları, yoğun bakım sonrasında ortaya çıkabilecek semptomları iyi gözlemlemeli ve değerlendirmeli, el hijyenine dikkat ederek hastayı enfeksiyonlardan korumalıdır. Psikososyal desteğin önem kazandığı bu süreçte, gerekli durumlarda profesyonel yardım alınmalıdır.