Gelecek Peki Nasıl? mottosu ile 39. Genç Günler’de Giray Altınok ile ilgi çekici ve düşündürücü bir söyleşi. Detaylar için hemen okuyun!
Her yıl geleneksel olarak düzenlenen ve gençlerin hayallerini, düşüncelerini ve yaratıcılıklarını ortaya koyduğu “Gelecek Peki Nasıl?” mottosuyla 39. kez gerçekleşen Genç Günler festivalinde, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde unutulmaz bir söyleşi gerçekleşti. Bu özel etkinliğin konuğu, genç tiyatro ve sinema sanatçısı Giray Altınok idi.
Söyleşi, moderatörlüğünü deneyimli yönetmen Yiğit Sertdemir’in üstlendiği, samimi ve içten bir atmosferde geçti. Moderatör, konuşmaya başlarken Giray Altınok’u tanıtarak izleyicilere şu sözlerle seslendi: “Kendisini sizden önce tanıma fırsatı buldum. Henüz oldukça yeni ve bilinmeyen bir isimken, zekası, yaratıcılığı ve inancı hepimizin dikkatini çekti ve saygı kazandı. Alkışlarınızla Giray Altınok geliyor!”
Söyleşiye kendi anlatımıyla başlayan Altınok, gençlik yıllarına dair önemli detaylar paylaştı: “Üniversite zamanında futbol oynuyordum. Denizli’de, Pamukkale Üniversitesi’nde sosyoloji bölümü okuyordum. Bir sakatlık geçirdim ve futbolla yollarımın ayrılmasıyla, kariyer planlarımı yeniden şekillendirdim. Tiyatro kulübüne katılarak küçük piyesler yazmaya başladım. Bu alanda yükselip oyunlar sahnelemeye başladık. Bir meslek olarak bu işi düşünmeye başladıktan sonra, okuldan mezun olmadan İstanbul’a taşındım. Sosyoloji bölümünü sevsem de, bölüm olarak tamamlamada zayıf kaldım. Bu süreçte yazarlık yönümü geliştirmeye çalıştım ve çeşitli film projelerine adım attım. Asıl çıkışımız Prens filmiyle gerçekleşti. Tiyatroyla uzun yıllar uğraştım, özellikle çocuk oyunlarıyla başladım. Yiğit hocayla da çalıştım. Kendisiyle olan deneyimim, onun bana kattığı hız ve bilgiyle çok değerli.”
Yiğit Sertdemir’in “Tiyatro yapıyorsun şimdi” sorusuna Altınok, şu yanıtı verdi: “Biz interaktif ve doğaçlamalı, quiz-show tarzında eğlenceli bir gösteri hazırlıyoruz. Sahneye çıkmak ve tiyatro özlemimizi gidermek istiyoruz. Hazır vaktim varken ya yeni bir oyun yazacak ya da iyi bir yapım bulacağız.”
Söyleşi, moderatörün “Gelecekteki serüven veya teknoloji, yaratıcılığını nasıl etkiliyor?” sorusuyla devam etti. Giray Altınok, teknolojiyi kullanma ve adapte olma konusunda şu görüşleri paylaştı: “Teknolojiyi nasıl kullanacağımızı düşünmek bizim için önemli. Londra’daki bir sahne veya sokakta yürüyüş bandıyla yürümek gibi imkanlar var. Ama unutmamalıyız, bu teknolojiler bazen tehlikeli de olabilir. Mesela, yapay zeka ve deepfake teknolojisi yüzleri gerçekmiş gibi gösterebiliyor ve bu da sektörümüzde yeni riskler doğuruyor.”
Geleceğin sadece teknolojiyle sınırlı olmadığını belirten Altınok, “Yapay zeka ve yeni gelişmeler, insan faktörünü ve oyunculuğu tehdit edebilir. Yüzler ve sesler üzerinde oynamalar yapılabilir. Bu nedenle, sektörün profesyonellerine büyük görevler düşüyor. Çok sabırlı olmalı ve kendinizi sürekli geliştirmelisiniz.”
İşbirliği ve iletişimin önemine vurgu yapan Giray Altınok, “Eşim benim en yakın arkadaşım. Birlikte çalışmak ve tatile çıkmak, bana büyük mutluluk veriyor. Sosyoloji eğitimi ise, bana senaryo ve hikaye yazımda büyük katkı sağladı. Okudum kitaplar, bu bilgiler bana yol gösterdi.”
Yazma konusunda gençlere tavsiyeleri sorulduğunda Altınok, şunları dile getirdi: “Hangi alanda yazmak istiyorsan, o alanla ilgili çok okumak ve teknikleri öğrenmek çok önemli. Her şeyi bir anda yapmaya çalışmak yerine, kendini adım adım geliştirmek ve denemek en iyisidir. Ayrıca, anı yazma ve farklı formüllerle çalışmak, seni uzmanlaştırır.”
Söyleşi, katılımcılardan gelen sorular ve katkılarla devam etti. Bir seyirci, “Tek kişilik gösteri furyası, bir noktada sona erecek mi?”
diye sordu. Altınok, samimi yanıtında şunları söyledi: “15 dakikalık tek kişilik gösterim benim için oldukça zor ve korkutucu bir deneyimdi. Gülmeme durumu, benim en büyük korkum. Bu tarz çalışmalar zordur ve çok emek ister. Herkes kendi tarzını ve sınırlarını iyi bilmeli.”
Bir başka katılımcı ise, “Absürt komedi ve yeni nesil güldürme biçimleri hakkında ne düşünüyorsunuz?”
sorusunu yöneltti. Altınok, şu yanıtı verdi: “Bizim tarzımız, absürt soslu tarihi komedi gibi. Kaliteli içerik ve emekle yapılan işler, her zaman değerli olur. Gülmeye ihtiyacımız var ve dijital platformlar bu tarz içeriklere daha fazla ilgi gösteriyor. Bu alanda gelişim devam edecek.”
Seyircinin “Yapay zekanın sektörümüze etkisi nedir?”
sorusuna Giray Altınok, şu önemli değerlendirmeyi yaptı: “Yapay zeka teknolojisi, sektörümüzden uzak değil. İyi filmler ve içerikler üretmek için bu teknolojiden yararlanabiliriz. Deepfake ve yüz değiştirme gibi imkanlar artıyor, ancak bu, sektörün yapısını değiştirebilir ve büyük riskler taşıyabilir. Oyunculuğun yerini tamamen alması olası değil, ama yüzler ve sesler üzerinde yapılan manipülasyonlar, ciddi etik ve ekonomik sorunlar doğurabilir.”
Sektör profesyonellerine önerisi ise oldukça net: “Çok sabırlı olun, uykusuz geceler ve zorluklar sizi bekliyor. Bu meslek büyük emek ister.”
Hayatındaki önemli bir detay olarak Giray Altınok, “Eşim en yakın arkadaşım ve birlikte çalışmak bana büyük mutluluk veriyor. Sosyoloji eğitimi ise, bana senaryo yazımda ve karakter analizi konusunda çok yardımcı oldu. Okuduklarım, hikâye anlatımında bana ilham kaynağı oluyor.”
Yazmak isteyen gençlere tavsiye olarak Giray Altınok, şunları söyledi: “Hangi alanda yazmak istiyorsan, çok okumalı ve teknikleri öğrenmelisin. Her şeyi bir anda yapmaya çalışmak yerine, adım adım ilerlemeli ve sürekli pratik yapmalısın. Ayrıca, anı yazmak ve farklı denemeler yapmak, gelişmeni sağlar.”
Etkinliğin sonunda, Giray Altınok’a plaket ve özel 110. yıl hediye takdim edilerek, etkinlik sona erdi.