
İran-İsrail Çatışmasında Askeri ve Stratejik Durum
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Ağca, İran-İsrail savaşı hakkında kapsamlı bir değerlendirme yaptı. İsrail’in ilk gece gerçekleştirdiği hava saldırılarıyla İran’ın üst düzey askeri liderlerinin hedef alınmasının, kısa vadede İran’ın askeri liderliğinde önemli bir zafiyet oluşturabileceğini belirtti. Ancak, İran’ın askeri hiyerarşisindeki deneyimli alt kademelerdeki personelin hızla atanması sebebiyle bu boşluğun çok kısa sürede kapatılacağını vurguladı.
Dr. Ağca, ayrıca nükleer bilim adamlarının öldürülmesinin İran’ın bilimsel ve teknolojik altyapısında kısa vadede aksamalara yol açabileceğini, ancak eğitim altyapısının güçlü olması sayesinde genç bilim insanlarının bu boşluğu dolduracağını ifade etti.
İsrail’in Stratejik Hedefleri ve Bölgesel Etkiler
İsrail’in saldırılarında üst düzey siyasi liderlerin hedef alınmaması, İran rejiminin doğrudan değiştirilmeye çalışılmadığının bir göstergesidir. Dr. Ağca, bu durumun aksine suikast girişimlerinin İran halkının rejime olan desteğini arttırabileceğine dikkat çekti.
Ayrıca, İsrail’in ana motivasyonunun İran’ın nükleer silah geliştirme kapasitesini tamamen engellemek olduğunu belirtti. ABD, İngiltere ve Almanya gibi Batılı ülkelerin İsrail’in kendini savunma hakkını destekleyerek, saldırganlığına doğrudan silah ve mühimmat desteği sağladığını ifade etti. Bu destekle İsrail’in operasyonel kapasitesinin ilk günlerde 200 uçakla gerçekleştirdiği saldırılarla oldukça yüksek olduğu gözlemlenmektedir.
İstihbarat ve Güvenlik Açıkları
Dr. Ağca, İsrail’in MOSSAD aracılığıyla İran’da güçlü bir istihbarat ağı kurduğunu, buna karşın İran’ın özellikle karşı istihbarat alanında önemli zafiyetler taşıdığını dile getirdi. Ayrıca, üst düzey yöneticilerin ve kritik bilim insanlarının korunmasına yönelik tedbirlerin yetersiz kalmasının, İran siyasi liderliğinin stratejik öngörüsüzlüğünü ortaya koyduğunu belirtti.
İran’ın hava savunma sistemlerinin ise, ABD’nin elektronik harp desteği sayesinde İsrail’in hava saldırıları sırasında etkisiz hale getirildiği sonucuna varıldı.
İsrail’in Hava Savunma Kabiliyeti ve İran’ın Yanıtları
İsrail’in etkili hava savunma sistemleri sayesinde İran’dan gelebilecek balistik füze ve drone saldırılarının büyük çoğunluğunun engellendiği ifade edildi. Ancak, İran’ın hipersonik füze kullanımıyla bu savunmayı aşarak önemli hasarlar verebileceği ve İsrail’in bunun riskini göze aldığı vurgulandı.
Uluslararası Aktörlerin Tutumu ve Küresel Perspektif
Dr. Ağca, ABD’nin Ortadoğu dış politikasında İsrail’in güvenliğinin en öncelikli konu olduğunu belirterek, ABD’nin İsrail’i uluslararası hukuka aykırı eylemlerine rağmen kayıtsız şartsız desteklemeye devam edeceğini söyledi. Askeri ve istihbarat desteklerinin süreceği öngörülmektedir.
Öte yandan, Rusya ve Çin gibi küresel güçlerin ise İsrail saldırılarını kınamakla yetineceği ve İran’a nükleer silah üretiminden vazgeçmesi için diplomatik baskı yapacağı öngörüldü. Mevcut ortamda küresel bir savaşın hiç kimse tarafından istenmediği ve savaşı durdurma arzusu hakimdir.
İran’ın Nükleer Projesi ve Bölgesel Güvenlik Dinamikleri
İsrail’in Ortadoğu’daki tüm devletleri potansiyel tehdit olarak gördüğünü vurgulayan Dr. Ağca, özellikle Mısır ve Suriye’nin günümüzde İsrail’e karşı askeri hareket kabiliyetinin sınırlı olduğunu, bu nedenle İsrail’in en büyük stratejik tehdidinin İran’ın nükleer silah geliştirme projesi olduğunu söyledi.
ABD ve İsrail için esas tehdidin İran rejimi değil, İran’ın nükleer silah yapma kapasitesi olduğu ve bu kapasite ortadan kaldırılırsa savaşın sona erebileceği belirtildi.
İran-İsrail Savaşının Geleceği ve Olası Senaryolar
İran’ın İsrail’in askeri ve ekonomik altyapısına ciddi zarar vermesi ve özellikle havaalanlarını hedef alarak İsrail hava kuvvetlerinin operasyonel kabiliyetini zayıflatması durumunda, ABD ile acil bir uzlaşma sağlanabileceği ifade edildi. Bu noktada ABD’nin siyasi tutumunun belirleyici olacağı vurgulandı.
ABD’nin, İran’ın nükleer programını tamamen yok edene kadar İsrail’in yanında savaşa aktif katılabileceği ve Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidini ortadan kaldırmaya çalışabileceği belirtilerek, böylece İran’ın ABD’nin koşullarını kabul etmesi ve savaşın sona erdirilmesi mümkün olabileceği sonuçlarına varıldı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
https://www.beyazhaberajansi.com/israil-in-hedefi-rejim-degil-nukleer-program/144252/