Çocuklarda alerjik nezle ve bahar alerjileri için önlemler, belirtiler ve tedavi yöntemleri hakkında bilinçli bilgiler. Sağlıklı bahar geçirin!
Memorial Antalya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Mehmet Ali Duman, çocuklarda alerjik nezle ve bunun tedavi seçenekleri hakkında detaylı bilgiler verdi. Aşağıda, çocuklarda alerjik nezlenin nedenleri, belirtileri ve alınması gereken önlemler anlatılmaktadır.
Bahar aylarında burun akıntısı veya tıkanıklığı şikayetiyle doktora başvuran çocukların yaklaşık yarısı alerjik rinit hastasıdır. Alerjik rinit, genellikle yıl boyunca veya mevsimsel olarak kendini gösterir. Mevsimsel alerjik rinitte, genellikle çiçek açmayan ve polenleri rüzgarla saçılan bitkiler etkili olur. Bu dönemde, özellikle bahar aylarında bitkilerdeki tozlaşma döneminin başlamasıyla birlikte, üst solunum yollarını etkileyen belirtiler ortaya çıkar. Çocuklarda görülen belirtiler kişiden kişiye değişebilir, en yaygın olanları şunlardır;
Yıl boyunca alerjik rinit yaşayan çocuklarda ise ek olarak şu şikayetler görülebilir;
Egzama, gıda alerjisi ve astım gibi diğer alerjik hastalıkları bulunan çocuklarda alerjik rinit görülme oranı oldukça yüksektir. Yaklaşık olarak, astımlı çocukların 10’da 8’inde alerjik rinit de eş zamanlı olarak görülür. Bu çocuklar için alerjenler, astım ataklarının önemli tetikleyicileri arasında yer alır. Ayrıca, ailede alerjisi olan bireylerin çocuklarında alerjik rinit gelişme riski de artmaktadır.
Polenler, özellikle açık alanlarda veya yeşil alanlarda bulunulan zamanlarda alerjik nezle belirtilerini artırabilir. Ancak, evde bulunan tozlar, hayvan tüyleri, tütün dumanı ve diğer çevresel alerjenler de çocukların şikayetlerini tetikleyebilir. Alerjik nezle, aynı zamanda astım ile birlikte görülme olasılığı yüksek olan bir hastalıktır. Bu nedenle, ebeveynlerin çocukta öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi belirtilere karşı dikkatli olması gerekir. Çocuklukta ortaya çıkan bu tür belirtiler, yaşam boyu sürebilecek kronik sorunların habercisi olabilir ve zamanında müdahale edilmediğinde yaşam kalitesini ciddi anlamda etkileyebilir.
Çocukta alerjik nezle şüphesi olduğunda, aileler çocuğun alerjiye neden olabilecek maddeleri fark edebilir. Ayrıca, alerjiyi doğrulamak ve hangi maddeye karşı duyarlı olduğunu belirlemek amacıyla cilt testi veya kan testi gibi laboratuvar tetkikleri uygulanabilir. Ayrıca, burun akıntılarında alerji hücrelerinin oranını ölçen “natal eosinofili” testi de teşhis sürecinde kullanılır. Test sonuçlarına göre, çocukta belirli alerjenlere karşı duyarlılık tespit edilirse, uygun tedavi planı oluşturulur.
Alerjik nezlenin ilk ve en önemli tedavi adımı, alerjenlerden uzak durmaktır. Eğer, çocuk polenlere karşı alerjik ise, özellikle tozlaşma dönemlerinde çocuğu mümkün olduğunca yeşil alanlardan uzak tutmak veya tedavi altındayken dışarı çıkmasını sağlamak gerekir. Çevresel önlemler yeterli olmadığında, ilaç tedavisi etkili bir yöntem olarak kullanılır. Bu ilaçlar, belirtileri hafifletmek ve yaşam kalitesini artırmak adına sadece ihtiyaç duyulduğunda kullanılır. Eğer ilaç tedavisi yeterli gelmiyorsa, çocuklara uygulanan aşı tedavisi, yani immünoterapi tercih edilir. Bu yöntemde, duyarlı olunan alerjenler artan dozlarda çocuğa verilerek bağışıklık sistemi yeniden düzenlenir ve zamanla alerjiye karşı tolerans geliştirilmesi amaçlanır. Bu sayede, alerjenlere karşı vücut daha dirençli hale gelir ve şikayetler azalır veya tamamen ortadan kalkabilir.
Sonuç olarak, çocuklarda alerjik nezle, doğru teşhis ve uygun tedaviyle kontrol altına alınabilir. Erken tanı ve önleyici tedbirler, yaşam kalitesinin korunması açısından büyük önem taşır.
Kaynak: Beyaz Haber Ajansı (BYZHA)