
Önemli Olan Sonuç Değil, Çabanın Kendisi!
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, karne döneminde çocukların hissettikleri ve özellikle ailelerin çocuklarıyla iletişiminde dikkat etmeleri gereken noktalar üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Karne dönemi, çocukların veya ergenlerin aldığı notların her zaman beklendiği gibi olmayabileceğini hatırlatan Ülkü, bu durumun çocukların değerini belirlememesi gerektiğini vurguladı.
Yaz tatili, kötü geçen bir dönemi telafi etme, öğrenme eksikliklerini fark etme ve duygusal olarak yeniden toparlanma fırsatı sunar. Bu süreçte ailelerin odaklanması gereken en önemli şey çocuğun gelişimi ve çabasıdır. Sonuçtan ziyade gösterilen emek övgüye layıktır.
Sadece Notlar Üzerinden Değerlendirilen Çocuklar için Sevgi Hissi Azalabilir
Karne dönemi, birçok ergen için sadece akademik başarılarının değerlendirilmesi değil, aynı zamanda ailelerinin, öğretmenlerinin ve arkadaş çevresinin onlara bakışını etkileyen kritik bir süreçtir. Uzman Psikolog Ülkü, bu dönemde ergenlerin 'yeterli miyim, başarılı mıyım, ailemi hayal kırıklığına uğrattım mı?' gibi düşüncelerle mücadele edebileceğini belirtti. Özellikle mükemmeliyetçi ya da sürekli başkalarıyla kıyaslanan ergenlerde kaygı, utanç ve değersizlik duyguları artabilir.
Ebeveynlerin karneye değil, çocuğun çabasına odaklanmaları önemlidir. Notlar, çocuğun potansiyelini ya da kişiliğini tam anlamıyla yansıtmaz. Karne, bir sürecin sadece çıktısıdır. Bu çıktının nasıl oluştuğu, hangi koşullarda başarı ya da başarısızlık yaşandığı dikkatle değerlendirilmelidir. Ebeveynler çocuklarını sadece notlar üzerinden değerlendirdiğinde, çocuklar koşulsuz sevildiklerini hissetmeyebilir. Bu da motivasyon düşüklüğüne, kaygıya ve içe kapanmaya neden olabilir.
Başarısızlık Bir Gelişimsel Deneyim Olarak Görülmeli
Düşük notlar, çocuklar için başarısızlıkla özdeşleştiğinde özsaygı zedelenebilir. Uzman Klinik Psikolog Ülkü, ebeveynlerin ve öğretmenlerin çocuklara yaklaşımının bu noktada oldukça önemli olduğuna dikkat çekti. 'Sen zaten tembelsin' gibi etiketleyici ifadeler yerine, 'Bu dönem istediğin gibi gitmemiş olabilir ama bu sadece bir dönemdi. Önümüzdeki dönem için neler yapabiliriz, onları konuşabiliriz' gibi geçiciliği vurgulayan ve çabaya odaklanan ifadeler kullanmak daha doğrudur.
Çocuğun güçlü yönlerini hatırlatmak, başarıyı sadece akademik notlarla sınırlandırmamak ve başarısızlığın kişisel bir eksiklik değil gelişimsel bir deneyim olduğunu vurgulamak, özsaygının korunmasına yardımcı olur.
Yeniden Motivasyon İçin Duygulara Alan Açmak Gerekir
Bu dönemde bireyler dış onaya daha fazla ihtiyaç duyar ve sosyal karşılaştırmalar yoğunlaşır. Ülkü, başarı hem aile hem çevrede bir değer ölçütü olarak sunulduğunda, ergenlerin başarısızlık yaşadıklarında bunu kişisel yetersizlik olarak algılayabileceklerini belirtti. Yeniden motivasyon için önce duygulara alan açmak gerekir. 'Üzgünüm, istediğin gibi geçmemiş olabilir. Bunu birlikte değerlendirelim' gibi empatik bir yaklaşım çocuğun yeniden toparlanmasına destek olur. Ardından, hedef belirleme, yapılabilir adımlara bölme ve başarı dışındaki gelişim alanlarını takdir etme, içsel motivasyonun yeniden oluşmasına katkı sağlar.
Karne Dönemi Aile-Çocuk İletişimini Güçlendirmek İçin Bir Fırsattır
Bu dönemde bazı ailelerde iletişim daha destekleyici hale gelirken, bazı ailelerde eleştiri, kıyaslama ve baskı ön plana çıkabilir. Uzman Psikolog Ülkü, çocukların notlarının yeterli olmadığını düşündüklerinde ailelerinden uzaklaşabileceğini, iletişimi azaltabileceğini veya öfke patlamaları yaşayabileceğini belirtti. Oysa bu dönem, çocuğun duygusal ihtiyacını fark etmek ve ilişkiyi güçlendirmek için bir fırsat olarak değerlendirilebilir.
Sosyal Medya Yetersizlik Duygusunu Tetikleyebilir
Ailelerin, karne döneminde çocuklarıyla konuşurken kaçınması gereken ifadelere değinen Uzman Klinik Psikolog Ülkü, 'senin yaşındayken ben...', 'komşunun çocuğu çok iyi not almış', 'bu kadar uğraştım, karşılığı bu mu?' gibi ifadelerden kaçınılması gerektiğini belirtti. Bu tür ifadeler hem kıyaslama hem de değersizlik duygusu yaratır. Bunun yerine, 'senin için zor bir dönemdi, bunu birlikte konuşabiliriz' gibi yapıcı ve kapsayıcı bir dil kullanmak gerekir.
Sosyal medya, özellikle ergenlik döneminde bireylerin kendilerini başkalarıyla karşılaştırmalarına zemin hazırlayan güçlü bir mecra haline geldi. Karne dönemiyle ilgili yapılan abartılı başarı paylaşımları veya mizahi aşağılamalar, bazı ergenlerde yetersizlik, değersizlik veya utanç duygularını tetikleyebilir. Ailelerin ve yetişkinlerin çocukların mahremiyetini gözetmesi ve başarıya dair yapılan paylaşımlarda duyarlı olması önemlidir.