Her sene milyonlarca turistin geldiği Türkiye’nin tatil merkezlerinden biri haline gelen Antalya, Mavi bayraklı plajları, tarihi mekanları, şahane restoranları ve eğlence merkezleriyle dolu paha biçilmez bir tatil cennetidir. Antalya’da keşfedilmesi gereken yerler o kadar çok ki sizlere mutlaka görülmesi gereken en güzel tarihi yerleri ve mekanları yazımıza taşıyoruz.
Yıl sonuna kadar bir çok festivale ev sahipliği yapan Antalya’da yazın tekne turları, dalış sporları, yelken sporu, rafting sporlarıyla harika vakit geçirebilirsiniz. Ayrıca Akdeniz muazzam koylarını, şelalerini, milli parklarda kamp yapmanın keyfini çıkarabilirsiniz. Sizlere detaylı bilgileri vermeden önce Antalya hakkında en çok merak edilen soruları yanıtlayacağız.
Antalya’nın Aksu köftesi, tahinli piyazı, domates civesi, ekşili tarhana çorbası, hülüklü çorbası, enginarlı girit kebabı, alanya bohçası, sedik aşı, arap hibeş’i tatlılar arasında tahin ve cevizli kabak tatlısı, arap kadayıfı (Taş Kadayıf) mutlaka denemelisiniz.
Antalya’da gezilmesi gereken en önemli yerlerden biri de tarihi mirasıyla göz dolduran Kaleiçi’dir. Arnavut kaldırımlı daracık sokakları, ahşap ve tarihi taş binaları, tekne turlarının kalktığı Antalya yat limanı, yeme içme ve eğlence mekanları, hediyelik eşya dükkanlarıyla şehir merkezinin en popüler turistik mekanlarından biridir.
Yivli kesik minare, Hıdırlık kulesi, Saat kulesi, Karatay Medresesi ve Şehzade Korkut Camii gibi bir çok tarihi zenginliğe ev sahipliği yapıyor.
Kaleiçi’nde yer alan restoranlar ve meyhanelerde turistlere uygulanan tarifeler Türk vatandaşları içinde geçerli olabiliyor. Mekana girdiğinizde mutlaka menü fiyatlarına göz gezdirmenizi tavsiye ederiz.
Düden Şelalesi, Antalya şehir merkezine yaklaşık 10 kilometre uzaklıktadır. Kaynağını Kepez Hidroelektrik Santrali’nden alır ve Düdenbaşı denilen noktada yeryüzüne çıkar. Düden Çayı boyunca iki kola ayrılır. Antalya’ya yaklaşık 7 kilometre uzaklıkta olan kolu Aşağı Düden (ya da Karpuz kaldıran Şelalesi) ve Varsak’a 1 km uzaklıkta olan kolu Yukarı Düden Şelalesi’dir. Her iki şelale de Akdeniz’e dökülür.
Aşağı Düden Şelalesi, Lara yakınlarında şehir merkezine 8 kilometre uzaklıktadır. Bu bölümü yaklaşık 40 metrelik falezlerden denize dökülmektedir. Çok yakınında Gençlik Parkı ve Karpuzkaldıran Askeri Tesisleri bulunur.
Yukarı Düden Şelalesi’ne aynı zamanda İskender Şelalesi de denilir. MÖ 334-333 yıllarında Pamfilya’yı fetheden Büyük İskender’in bu bölgeden geçerken atlarını sulattığı söylenmektedir. Yukarı Düden Şelalesi’nin bulunduğu alan 1970 – 1972 yılları arasında Devlet Su İşleri tarafından piknik ve mesire yeri haline getirilmiştir.
Kurşunlu Şelalesi Antalya’ya 19 km uzaklıkta, Antalya – Serik – Alanya karayolunun kuzeyine ayrılan 7 km’lik bir yolun sonunda, Antalya’nın 12 km doğusunda bir noktada yer almaktadır.
Şelale , Aksu Nehri’nin kollarından biri üzerindedir ve kolun Antalya platosundan kıyı ovasına döküldüğü yerdedir. Olağanüstü güzellikteki bir çam ormanının ortasında yer almaktadır. Çevre, Antalya şehir merkezine arabayla yaklaşık yirmi dakika uzaklıkta piknik ve eğlence noktası sunmaktadır.
Giriş ücretlidir
Açık olduğu saatler
Haftanın her günü 09.00-18.00
Aspendos Antik Kenti, sadece Anadolu’nun değil tüm Akdeniz dünyasının en iyi korunagelmiş Roma Dönemi tiyatrosuna sahip olmasıyla ünlüdür. Şehir, bölgenin en büyük nehirlerinden Köprüçay (Antik Eurymedon) yakınlarındaki bir tepenin düzlüğünde kurulmuştur. Akdeniz ile ulaşımını ve gelişmesini, yakınındaki nehre ve dolayısıyla çevresindeki bereketli topraklara borçlu olan Aspendos’ta bugün çoğunlukla tiyatro ve su kemerleri ziyaret edilmektedir. Şehre ait diğer yapıların kalıntıları ise tiyatronun yaslandığı tepenin düzlüğünde yer alır.
Tarihçiler şehrin yakınlarında akan nehrin kenarında MÖ 467 yılında Yunanlılarla Persler arasında geçen ve Eurymedon Savaşı adıyla anılan savaşta Yunan tarafının kazandığından bahseder. Aspendos, Büyük İskender’e hileli yollarla direnme göstermeye çalışsa da sonuçta teslim olup, şehirde yetiştirilen ünlü atlar ve altın karşılığındaki vergi borcunu kabul etmişlerdir. İskender’in ölümünden sonra Ptolemaios egemenliğine giren şehrin en parlak dönemi şüphesiz, ünlü tiyatro ve su yollarının inşa edildiği Roma İmparatorluk dönemidir.
Giriş ücretlidir.
Müze Kart geçerli
Açık olduğu saatler
Yaz dönemi haftanın her günü: 08.30 – 19.00
Kış dönemi haftanın her günü: 08.30 – 17.30
Antalya’nın güney sahillerinde Phaselis’ten sonra ikinci önemli liman kenti Olympos’tur. Şehir adını 16 kilometre kuzeyindeki Toroslar’ın batı uzantılarından biri olan 2 bin 375 metre yüksekliğe sahip Tahtalı Dağı’ndan alır. Beydağları-Olympos Milli Parkı sınırları içindedır. Kesin kuruluş tarihi bilinmemekle birlikte İÖ 167–168 yılarında basılan Likya Birlik sikkelerinde adı geçen Olympos, Likya Birliği’nde üç oy hakkına sahip altı şehirden biridir.
Giriş ücretlidir
Müze Kart geçerli
Açık olduğu saatler
Yaz dönemi haftanın her günü: 08.30 – 19.00
Kış dönemi haftanın her günü: 08.30 – 17.30
Perge Antik Kenti Antalya şehir merkezinin 17 kilometre doğusunda bulunan Aksu ilçesinde yer alır. Hitit Dönemi’nde varlığını sürdürdüğüne inanılan ve “Parha” diye bilinen kent Roma Dönemi’nde Anadolu’nun en düzenli kentlerinden biri olmuştur. Mimarisi ve mermer heykeltıraşlığı ile ünlü olan antik kentte yapılan kazılarda ortaya çıkarılan heykeller Antalya Müzesi’ni en önemli heykel müzelerinden biri haline getirmiştir.
Perge şehir planının esasını biri doğu-batı, diğeri ise kuzey-güney yönünde uzanan iki ana cadde oluşturmaktadır.15 bin izleyici kapasiteli tiyatro oldukça iyi korunmuştur. Oturma yerlerinin karşısında yer alan özenle dekore edilmiş iki katlı sahne binası M.S. 2’nci yüzyılda inşa edilmiştir. Buradan bulunan eserler günümüzde Antalya Müzesi’nde ‘Perge Tiyatrosu Salonu’nda devamlı olarak sergilenmektedir. Bu heykellerin mükemmelliği Perge heykeltıraşlığının eşsiz tarza sahip ekolünü çok güzel bir şekilde yansıtır. Antik Kent Perge’nin bir diğer temel yapısı olan stadyum, Türkiye’nin en iyi korunmuş stadyumlarından biridir. Tiyatronun kuzeyinde M.Ö. 2’nci yüzyılda inşa edilmiş olan stadyum yaklaşık olarak 12 bin izleyici kapasitelidir.
Kentin antik çağdaki heybetini yansıtan diğer sosyal ve kültürel yapılar arasında dikdörtgen planlı agora, yüksek kuleler, anıtsal çeşmeler, hamamlar ve sütunlu caddeler yer alır. Perge Hristiyanlık için de önemlidir. Hristiyanlığın en önemli figürlerinden biri olan Aziz Paul Perge’ye misyonerlik seyahatleri sırasında Aksu Nehri üzerinden varmış. İncil’de yazılı olmasından dolayı şehir ve akarsu Hristiyanlığın kutsal mekanlarından biri olarak kabul edilmektedir.
Giriş ücreti
MüzeKart geçerli
Açık olduğu saatler
Yaz dönemi haftanın her günü 08.30 – 19.00
Kış dönemi haftanın her günü: 08.30 – 17.30
Batı Torosların doğu yamaçlarından doğarak Sorgun bölgesindeki boğazdan Akdeniz’e karışan ve büyük yeraltı sularından beslenen 93 km uzunluğundaki Manavgat Nehri, yaklaşık 5 metre yüksekliğindeki falezlerden dökülen Manavgat Şelalesini oluşturur. Birçok balık ve kuş türüne (alabalık, sazan, kefal, levrek, karabalık, sutavuğu, ördek, kaz, yalıçapkını, değişik türlerde balıkçıllar, martılar vb.) ev sahipliği yapan Manavgat Nehri, söğüt, çınar, kavak, dut, karacaağaç gibi birçok ağaç türü ve zengin bir bitki çeşitliliğine de sahiptir. Ayrıca, tüm bu doğal güzelliklerin içinde macera yaşamaya imkan veren nehrin, belirli etaplarında rafting ve kano gibi çeşitli doğa sporları yapılabilmektedir.
Manavgat Belediyesince doğal yapıya uygun çevre düzenlemesi yapılarak turizme yeniden kazandırılan Manavgat Şelalesi’nde, tüm ziyaretçilerin keyifle gezebileceği ve hizmet alabileceği rekreatif alanlar (restoran, büfe, satış üniteleri, dinlenme yerleri, tuvaletler ve seyir terasları vb.) oluşturulmuştur. Muhteşem bir doğa manzarasına sahip olan şelale, şehrin gürültüsünden ve kalabalığından kaçmak isteyenler için oldukça iyi bir seçenektir.
Giriş ücretli
Açık olduğu saatler
Yaz dönemi haftanın her günü 08.00 – 19.30
Kış dönemi haftanın her günü: 08.00 – 18.00
Olympos Teleferik Beydağları Sahil Milli Parkı’nın merkezinde, 2365 m yüksekliğe sahip Tahtalı Dağı’nın zirvesinde bulunmaktadır.
Yörenin sayısız gezi ve tırmanma rotalarında yürüyüş yapmak, güneş, rüzgâr ve leziz yemekler eşliğinde dinlenmek ya da nefes kesen yamaç paraşütü uçuşlarına çıkmak isteyenlerin tek adresi, Olympos Teleferik tesisidir.
Giriş ücretlidir
Çift yön
Çocuk (0 – 2 yaş): Ücretsiz
Açık olduğu saatler
Yaz dönemi haftanın her günü 09.00 – 15.00
Kış dönemi haftanın her günü: 09.00 – 18.00
Perge Antik Kenti Antalya şehir merkezinin 17 kilometre doğusunda bulunan Aksu ilçesinde yer alır. Hitit Dönemi’nde varlığını sürdürdüğüne inanılan ve “Parha” diye bilinen kent Roma Dönemi’nde Anadolu’nun en düzenli kentlerinden biri olmuştur. Mimarisi ve mermer heykeltıraşlığı ile ünlü olan antik kentte yapılan kazılarda ortaya çıkarılan heykeller Antalya Müzesi’ni en önemli heykel müzelerinden biri haline getirmiştir.
Perge şehir planının esasını biri doğu-batı, diğeri ise kuzey-güney yönünde uzanan iki ana cadde oluşturmaktadır.15 bin izleyici kapasiteli tiyatro oldukça iyi korunmuştur. Oturma yerlerinin karşısında yer alan özenle dekore edilmiş iki katlı sahne binası M.S. 2’nci yüzyılda inşa edilmiştir. Buradan bulunan eserler günümüzde Antalya Müzesi’nde ‘Perge Tiyatrosu Salonu’nda devamlı olarak sergilenmektedir. Bu heykellerin mükemmelliği Perge heykeltıraşlığının eşsiz tarza sahip ekolünü çok güzel bir şekilde yansıtır. Antik Kent Perge’nin bir diğer temel yapısı olan stadyum, Türkiye’nin en iyi korunmuş stadyumlarından biridir. Tiyatronun kuzeyinde M.Ö. 2’nci yüzyılda inşa edilmiş olan stadyum yaklaşık olarak 12 bin izleyici kapasitelidir.
Kentin antik çağdaki heybetini yansıtan diğer sosyal ve kültürel yapılar arasında dikdörtgen planlı agora, yüksek kuleler, anıtsal çeşmeler, hamamlar ve sütunlu caddeler yer alır. Perge Hristiyanlık için de önemlidir. Hristiyanlığın en önemli figürlerinden biri olan Aziz Paul Perge’ye misyonerlik seyahatleri sırasında Aksu Nehri üzerinden varmış. İncil’de yazılı olmasından dolayı şehir ve akarsu Hristiyanlığın kutsal mekanlarından biri olarak kabul edilmektedir.
Giriş ücretli
Müze Kart geçerli
Açık olduğu saatler
Yaz dönemi haftanın her günü 08.30 – 19.00
Kış dönemi haftanın her günü: 08.30 – 17.30
Köprülü Kanyon Milli Parkı, Antalya ili Manavgat ilçesinin 63 kilometre kuzeybatısındadır. Manavgat ilçesi sınırları içinde bulunan Köprüçay (Köprü) Nehri ve tarihi Selge Antik Kenti’nin bulunduğu yerde 366.140 dekarlık bir alanı kapsayan bu yöre, 1973 yılında Milli Park olarak ilan edilmiştir. Milli Park’ın kaynak değerini oluşturan Köprüçay’ın, Bolasan köyü ile Beşkonak arasında meydana getirdiği yarma vadi, 14 kilometre uzunluğu ve 100 metreyi aşan yüksekliği ile Türkiye’nin en uzun kanyonlarından biridir.
Toros Dağları’ndan doğarak doğa harikası kanyonlardan geçen Köprüçay, Serik’in güneyinden Akdeniz’e dökülür. İki tarafı dik, çıkılması hemen hemen imkânsız olan kanyonlardaki yeraltı suları ile beslenen Köprüçay, Türkiye’nin en güzel doğal rekreasyon alanlarından biridir. Nehrin batısındaki dağlık arazide bulunan antik Selge kenti; nehrin kenarındaki kaleler, su kemerleri, Roma dönemine ait köprüler ve tarihi yollar gibi pek çok arkeolojik kaynak, Köprülü Kanyon’un önemini artırmaktadır.
Köprülü Kanyon Milli Parkı’nın kaynak değerleri arasında;
Dik duvarlı kanyonlar içinde sayısız kaynakla beslenen; yaz kış yüksek bir debiye sahip olması nedeniyle rafting ve su sporlarına elverişli Köprüçay Nehri,
MÖ 5. Yüzyılda kurulmuş olan antik Selge kentinin tiyatrosu, agorası, Zeus ve Artemis tapınakları, sarnıçlar, su kemerleri; Köprüçay ve Kocaçay üzerinde bulunan Oluk ve Büğrüm köprüleri ile Selge’yi Pamfilya’nın sahil şehirlerine bağlayan taş kaplamalı tarihi yolu,
Milli Park içinde kapladığı 400 hektarlık alanla, tüm Akdeniz Bölgesi’nin en büyük doğal servi ormanı,
Çok ilginç jeomorfolojik özellikli Adam (Şeytan) Kayaları,
Kapladığı alan içinde 150 ila 2500 metre yükseltide bulunan nadir ve tehlike altında 48 türü (44’ü endemik), küresel ölçekte tehlike altındaki 5 türü, Avrupa ölçeğinde tehlike altındaki 39 türü, ulusal ölçekte tehlike altındaki 4 türü barındıran zengin florası,
Dağ Keçisi, Anadolu’nun tek endemik kuş türü Anadolu Sıvacıkuşu, nesli tükenmekte olan Kızıl Akbaba, sadece bu yörede yaşayan kara semenderi türlerini barındıran zengin faunası,
Aziz (St.) Paul’un Anadolu’daki ilk misyonerlik macerası sırasında yürüdüğü yol olarak bilinen ve 45 kilometrelik kısmı Milli Park sınırları içinde kalana Aziz Paul Yolu sayılabilir.
Köprülü Kanyon Milli Parkı, barındırdığı doğal, tarihi ve kültürel zenginlikler sayesinde ziyaretçilerine çok sayıda etkinlik seçeneği sunmaktadır. Başta, Türkiye’nin en önemli rafting rotalarından biri olan Köprü çay üzerinde rafting, kano ve kanyoning (kanyon geçişi) sporları olmak üzere yüzme, doğa yürüyüşü, kaya tırmanışı, oryan tiring, bisiklet, olta balıkçılığı vb. sportif etkinlikler ile botanik-yaban hayatı gözlemciliği, jeolojik yapı gözlemciliği, kampçılık, fotoğrafçılık, piknik, cip safari, yayla gezileri gibi çok çeşitli etkinliklere katılma olanağı bulunmaktadır. Bölgeye gelen ziyaretçiler, Milli Park içindeki Selge Antik Kenti ile bir bölümü Milli Park içinde bulunan Aziz Paul Yolu’nu da gezi programlarına dahil edebilirler.
Köprülü Kanyon Milli Parkı’nda dinlenme ve konaklama için, nehrin iki yanında konumlanan yeme-içme tesisleri, günübirlik ve çadır kamp kullanma alanları ile park sınırları içindeki bungalov evleriyle hizmet veren pansiyonlar bulunmaktadır. Antalya kent merkezi, ilçeleri ve Milli Park içinde rafting ve diğer etkinlikleri kapsayan programlarıyla günübirlik turlar düzenleyen seyahat acenteleri mevcuttur. Milli Park’a giriş ücretsizdir.
Kanyon turlarına katılmak veya rafting yapmak istiyorsanız önce ücretini konuşun.